Bir sokak tezgahında rastladığı minik ev biblosu, yaşayacağı eve dönüştü

Bir sokak tezgahında rastladığınız minik ev biblosunun gün gelip de yaşayacağınız eve dönüşeceği hiç aklınıza gelir mi? Şule Bekrioğlu’nun Kurtköy’deki villası, işte tam böyle bir hayalin sonucu…

700 METREKARELİK ALANDA İKİ KATLI VİLLA

Güzel bir ilkbahar gününde, Şule Bekrioğlu’nun evini ziyaret ediyoruz. Çok kanallı radyo ve televizyon döneminin mimarlarından olan Şule Hanım, 700 metrekare alana yayılan iki katlı villasında eşi ve 18 yaşındaki ikizleriyle yaşıyor.

HAYALİ YILLAR SONRA GERÇEK OLDU

Evin hikayesi de ilginç. Şule Hanım, yıllar önce Hollanda’da bir sokak satıcısından aldığı bibloya bakarak günün birinde böylesi bir evde, ailesiyle yaşamayı düşlemiş ve hayali yıllar sonra gerçek olmuş.

RÜYA MI GERÇEK Mİ?

Tuzla Kurtköy’deki siteye girdiğinizde, kendinizi bir Amerikan rüyası içerisinde buluyorsunuz. Birbirinin aynı tek tip evler, önlerinde yemyeşil uzanan çimenlik alan, bir araba garajı, yanında arka bahçeye geçilen uzun bir çit ve önünde bisikletler… Sükunet ve dostluğun hakim olduğu, tam anlamıyla bir güven ortamı.

Yaşanmışlık hissinin evin her yerinde dolaştığı bu mekanda, mutfakta kavanozlar, kutuların hiçbiri dolaplara saklanmamış. Raflarda veya tezgah üstünde kolay ulaşılır bir şekilde yerleştirilmiş.

Ev sahibesi Şule Bekrioğlu, 101 villadan oluşan siteye 2004 yılında taşınmış. Siteden evi ilk olanlardan biri olan Bekrioğlu: “Burayı, maketten aldık. Almadan önce bir günümü arazisinde geçirdim. Güneş nereden doğuyor, batıyor, rüzgar nereden geliyor, hepsine dikkat ettikten sonra bu evi seçtim. Çünkü güneye bakması benim için önemli, havuz güneşe doğru ve biz havuzu da bahçeyi de çok kullanıyoruz” diyor.

VERANDA KEYFİ

Katlanan sürme cam paneller sayesinde burada yaşam yaz ve kış verandada geçiyor. 240 metrekarelik evin orijinal mimarisinde değişiklik yapmaktan hoşlanmadığını dile getiriyor Bekrioğlu.

Ancak verandayı çok kullandıkları ve bu bölüme de mutfaktan geçiş olmadığı için mutfak duvarından verandaya bir kapı açtırmak zorunda kalmış. Yılın hemen hemen 365 gününü verandada geçiren ev halkı sadece birbirleriyle değil, komşularıyla da çok fazla vakit geçiriyor: Barbekü partileri, havuz keyfi, ateş başı eğlenceleri, bisiklet yarışları, oyun turnuvaları… “İnsanlar şehrin içinde yaşamayı tercih ediyor. Biz ise burada bahçenin tadını çıkarıyoruz. Bizim için önemli olan bu. Burada gerçekten komşularımızla küçük bir köy hayatı yaşıyoruz. İstanbul’a 10 dakika mesafede olmamıza rağmen, şehre inmeye gerek bile duymuyoruz” diyor ev sahibesi.

GENÇ DEKORATÖR

Evin dekorasyonunda Şule Bekrioğlu, kızı Asya’nın zevkine ve fikirlerine güvenmiş. Evin hakim renklerini Asya belirlemiş: “Salonu beğenmemiştim. Çok farklı renkler vardı; koyu bordo kadife kanepeler, üstünde turuncu yastıklar… Evin renk teması yoktu. Çünkü annem renklere çok düşkün. Ancak ben daha nötr tonları seviyorum. Annem özellikle vizon rengi çok seviyor. Bu yüzden ortak bir nokta bulmamız gerekiyordu. Ben nötr, o vizon dediği için ortaya böyle karma bir tarz çıktı.” Her köşeye beraber karar verirken yanlarında ustalar varmış. Sadece en yakın komşuları aynı zamanda villanın da mimarı Serap Baydan’dan öneriler almışlar. Geçmişteki evlerden kalan ve aile yadigarı eşyalarla dekore edilen evde, koltuk ve kanepelerinin eskiyen yüzleri döşemeciye verilerek kumaşları değiştirilmiş. Aile geçmişine düşkün olan Bekrioğlu, evin tüm mobilyalarında sadece ahşap malzeme tercih etmiş. Çok pratik olmasa da torundan toruna kalan el yapımı sandığı kullanmaya çalışıyor.

YAZI: BESRAY KÖKER
FOTOĞRAFLAR: BURAK TEOMAN

Göl kenarında, renklerin ve stillerin ustaca kombinlendiği evdeyiz