Hollanda’da beyazı cesurca kullanan natüralist evdeyiz

hollanda'da beyazı cesurca kullanan evdeyiz

Hollanda’da yaşayan Anja Willemsen’in evi “Dekorasyonda beyaz acaba çok mu soğuk olur, yoksa sıkıcı mı?” noktasına takılıp cesaret edemeyenlerin sorusuna yanıt veriyor. Beyazlar içinde natüralist bir kuzey evindeyiz.

Havaların soğuk olmasına aldırmayan ev sahibesi bu bahçeyi yaz kış kullanıyor. Alçak ve akrilik sandalyeler Ikea’dan.

TAM BİR BEYAZ TUTKUNU

Hollanda’da yaşayan Anja Willemsen, iki çocuk annesi. Aslında beyazla olan hikayesi tam da bu noktada başlıyor. Temizlik açısından dekorasyonda son derece zor olan bir renktir beyaz. Bir de buna iki çocuk eklendiğinde belki daha da zor. Ama Anja tam anlamıyla bir beyaz tutkunu olduğu için, bu arzusu her şeyin önüne geçmiş.

“Güneşli günlerde yapmaktan en çok hoşlandığım şeylerin başında bahçede keyifle dergilerimi karıştırmak geliyor. Bazen küçük bir piknik bile yapıyorum, diyebilirim.”

EVDEKİ EŞYALARI DÖNÜŞTÜRMEYİ VE YENİLEMEYİ SEVİYOR

Yıllar içinde dekore ederek son haline kavuşan bu ev hala tam anlamıyla bitmemiş. Değişimden hoşlanan ev sahibesi, evdeki eşyaları dönüştürmeyi ve yenilemeyi çok seviyor. İkinci el eşyalara olan tutkusu da belki buradan geliyor. Onları çok düşük bütçelere yenileyerek adeta ikinci bir kimlik kazandırıyor.

Bahçede geleneksel bir yaklaşım var. Sadelik dolu olan bu bahçe yarı yarıya boş diyebiliriz. Pek çok Hollanda evinin bahçesinde ise bu çakıl taşlarını görebilirsiniz.

Uzun bir daybed’in üzerine dikilen bu %100 keten kılıf ona bambaşka bir kimlik kazandırmayı başarıyor. Bu köşe Anja’nın çoğunlukla dergilerini okuduğu bir köşeymiş.

Bu mini sehpa özel olarak yaptırılmış ve tam anlamıyla bir kahve sehpası. Bir fincan koymak için çok yer kaplamayan çarpıcı bir detay.

Kanepenin üzerindeki kılıf sonradan yaptırılmış. Evde kullanılan diğer kumaşlar gibi % 100 keten. Üzerindeki kırlentler ise Puurlifestyle ve Homylinen’den alınmış. Orijinal rengi beyaz olmayan zeminleri Anja beyaza boyamış. Benzer şekilde kütük de öyle. Bu kütüğü evin önünde bulmuş şimdi ise kanepenin yanında yan sehpa olarak kullanıyor.

Kanepenin önündeki sehpayı yaklaşık 2 ay dışarıda bekleten ev sahibesi, bu sayede yüzeyinde gri ve yıllanmış bir görünüm elde etmiş.

Detayların ustalıkla kullanıldığı iç mekanlara tam bir sadelik hakim. Bu bir çamaşır sepeti olmasına rağmen, Anja bu sepeti saksı olarak değerlendirmeye karar vermiş.

YEMEK ODASININ HİKAYESİ

Yemek odasının hikayesi oldukça ilginç. Arkadaki raf ünitesi, çelik ve doğal ahşaptan. Anja bu üniteyi kendisi tasarlamış. Önündeki masa ise eskiden Holllanda’da askeriyede kullandığı bir masaymış. Anja bunu çok cüzi bir ücret ödeyerek eskiciden satın almış. Üzerini ise beyaz boya ile kendisi boyamış.

Masanın üzerinde kullanılan aydınlatma özel olarak yaptırılmış. Üzerine bir kumaş geçirildiği için Anja zaman zaman bu kumaşı değiştirerek farklı etkiler elde edebildiğini ve temizliğinin çok pratik olduğunu söylüyor.

“Dekorasyona olan düşkünlüğüm oldukça eski. Beyaz ve natürel yüzeylerse en büyük tutkum.”

Metal dolap da yemek masası gibi eskicilerden. Bu da eskiden askeriye de evrak dolabı olarak kullanılıyormuş.

Ev sahibesi dekorasyonla oldukça ilgili. Mesleği stilistlik ve fotoğrafçılık olduğundan bunu evinin her metrekaresinde rahatlıkla hissediyorsunuz.

YATAK ODASI DEKORASYONU

Anja’nın yatak odasında siyah-beyaz bir renk kullanımı var. Yüzey kaplamaları huş rengi. Yatağın yanı başında kullanılan siyah boy aynası ise küçük olan bu odaya bir derinlik kazandırıyor.

Ayrıca bakınız

Evim Dergisi·

Evim ile Ev Turu