BELÇİKA ev turu

Belçika’da tuvale resim yapar gibi, ince ince işlenen sıcak bir aile evindeyiz

Son güncelleme:

Yoğun şehir hayatı hangimizi zaman zaman bunaltmıyor ki? Stres, koşuşturma, yoğun iş hayatı, trafik… O zaman hep şehirden uzakta, bahçeli bir evde yaşamanın hayallerini kuruyoruz. İşte Belçikalı Natasha ve Henri-Charles Hermans çifti de böyle bir hayali erkenden gerçekleştirip, kendilerini Antwerp’in (Anvers) kırsalına atmışlar.

Anvers; Belçika’nın kuzeyinde, Hollanda sınırına yakın konumdaki Flanders bölgesinde, Scheldt Nehri üzerinde yer alır.

“ŞEHİR HAYATI KLOSTROFOBİK GELMEYE BAŞLADI”

“Neden burası?” diye sorduğumuzda ev sahibesi Natasha Hermans anlatmaya başlıyor: “Ben buralarda doğup büyüdüm ama sonra şehre taşındık. Büyüdükçe şehir bana klostrofobik gelmeye başladı. Bir yandan gürültü, diğer yandan trafik… Eşim ve üç oğlumla tekrar sakin bir hayata dönüş fikrini paylaştım. Onlar da kabul edince kendimizi burada bulduk.”

EVİ SATIN ALDIKTAN SONRA 3 YIL BEKLEMEK ZORUNDA KALDILAR

Hermans Ailesi, tarihi 1890’a dayanan bu çiftlik evini ve bahçesini görür görmez satın almaya karar vermiş. Ev ve bahçe harabeyi andırsa da, bittiğinde tam da hayallerindeki gibi bir yuvaya kavuşacakları konusunda tereddütleri olmamış. Ama evi satın aldıktan sonra, yerleşmek için 3 yıl beklemek zorunda kalmışlar. Çünkü 2 yıl inşaat ve tadilat izni için beklemişler; sonraki 1 yıl da evi neredeyse baştan yaratmakla geçmiş. Ve 2002 yılında evlerine yerleşmişler.

Bahçede fazla yer karmaşası yok, formal bir tarz tercih edilmiş. Formlu, her dem yeşil bitkilere yer verilmiş.

Aslında bu bekleyiş onlar için bir bakıma avantajlı olmuş. Çünkü eve neler yapabileceklerini rahat rahat düşünme fırsatı bulmuşlar. Ev sahibi Henri-Charles Hermans iç mimar olunca, her tür detayla bizzat ilgilenmiş. Burası eskiden küçük bir salon, minik bir mutfak ve asma katta bir yatak odasından oluşuyormuş. Şimdi ise büyük bir salon, mutfak, dört yatak odası ve bir çalışma odasından oluşan, sıcak bir aile evi…

Bahçeye geçişi sağlayan kapılar, bir antikacıdan alınmış. Arne Jacobsen tasarımı ‘The Swan’ koltuklar, evin en özel parçalarından. Tavandaki kinetik heykel ise Alexander Calder tasarımı.

EVİN YENİLENME SÜRECİ

Henri-Charles Hermans, evin yenilenme süreciyle ilgili detayları paylaşıyor: “Binanın dış duvarları orijinal haliyle kaldı. Ancak içerideki duvarları kırarak, salon, mutfak ve yatak odalarını yaptık. Mümkün olan her yerde kirişleri ve zemin döşemelerini orijinal haliyle bıraktık.

Örneğin antredeki zemin döşemeleri neredeyse toprakla bütünleşmişti. Onu çıkarıp yerine eski bir kilisenin döşeme taşlarını kullandık. Antika tutkumuz olduğu için, mobilyaları da yavaş yavaş seçtik. Bunun için pek çok mağaza, bit pazarı ve antikacı gezdik. Her biri ayrı bir hikayeye sahip eski harika parçaları, modern eşyalarla buluşturduk.”

EVİN YILDIZI MUTFAK

Ev sahipleri, evin kalbinin muftak olduğunu söylüyor. Ortadaki büyük meşe masaya, aynı ağaçtan mutfak dolapları eşlik ediyor. Bu yıllanmış masa, çocuklar ödevlerini yaparken de onlara eşlik ediyor. Antika bir şöminenin bulunduğu salon da evin en çok vakit geçirilen bölümlerinden.

Mutfaktaki yıllanmış meşe masa, evin başrol oyuncularından biri. Aydınlatmalar, Louis Weisdorf tasarımı.

Ferforje trabzanları olan ahşap merdivenler, üst kata yönlendiriyor. Burada dört yatak odası ve iki banyo bulunuyor. Ve bahçeye geçiyoruz.

Minimalist tarzda döşenmiş ebeveyn odası evin çatı katına konumlandırılmış.

Evi ilk aldıklarında balta girmemiş bir ormanı andıran bahçe, yıllar içinde bu hale gelmiş. Ağırlıklı olarak formlu, her dem yeşil bitkilere yer verilmiş. Eskiden kalan yıllanmış ağaçlara hiç dokunulmamış. Onlara meyve ağaçları eklenmiş. Ortaya büyük bir havuz konumlandırılmış. Havuzun kenarında ve hatta içinde, nilüfer, Japon şemsiyesi ve saz türleri gibi akuatik bitkiler kullanılmış. Eski ile yeninin, modern ile klasiğin buluştuğu bu güzel evi, ev sahiplerinin şu sözleri en güzel şekilde anlatıyor: “Bu ev bizim tuvalimiz. Üzerine sanat eserimizi çalıştık hala da devam ediyoruz”.

İsveç’te mükemmel bir evi gezdik: Sil baştan başlamak