Bodrum’da bir zeytin ağacının gölgesinde…

Bodrum’un Kadıkalesi beldesindeki bu evde, Akdeniz kimliğine uygun, kendini akışa bırakmış bir düzene rastlıyoruz. Dekorasyon sade ve doğal. Tıpkı sahipleri gibi…

Bodrum’da, Gümüşlük sınırındaki Kadıkalesi’nde konumlanan özel bir sitede ziyaret ettiğimiz müstakil evde, dört kişilik Şekerci Ailesi yaşıyor. Ev sahibesi Aslı Şekerci ile İstanbul Kuzguncuk’taki Dada adlı antika dükkanında tanışmış, Bodrum’da buluşma sözü almıştık. Keyifli ev turumuzda hem evi geziyor, hem de ev sahibesinin tatlı anlatımına kulak veriyoruz.

“HER SENE BURAYA GELİYORUZ”

“Kadıkalesi’ni hem Bodrum’un havasını solumak, hem de keşmekeşinden uzak olmak istediğimiz için tercih ettik. Oturduğumuz site 1974 yılında Orman Mühendisleri tarafından kurulmuş. Site kurgusu doğrultusunda deniz görmeyen ve vadiye bakan evler büyük bahçeler ile tasarlanmış. Orman mühendisi bir aile büyüğümüz sayesinde anne ve babalarımız burayı yaz yerleşkesi olarak seçmişlerdi. Biz de 14 yıl önce kendi evimizi burada inşa ettik. O gün bu gündür, her sene severek buraya geliyoruz.

Yazları en azından altı hafta kalmaya çalışıyoruz. Okul vesilesiyle İstanbul’a dönsek de evi mümkün olduğu kadar açık tutmaya çalışıyoruz,” diye anlatmaya başlıyor Aslı Şekerci.

“DÖRT KİŞİLİK BİR AİLENİN YAŞAMASINA UYGUN HALE GETİRDİK”

“Evimizin olduğu yerde hali hazırda bir bina vardı. 120 m2 ve üç katlı ev, tipik Bodrum mimarisi özellikleri ile yapılmıştı. Ancak biz, sitenin gereklilikleri doğrultusunda, dış görünüş kurallarını bozmadan dört kişilik bir ailenin yaşamasına uygun hale getirerek değiştirdik. Süreçte de yerel mimarlardan destek aldık. Evimiz deniz görmüyor, ama geniş bir bahçesi var. Giriş katta salon, mutfak, konuk tuvaleti ve ön teras; bahçe katında ise ana yatak odası, bir çocuk odası, bir banyo ve çamaşırhane var. En sevdiğimiz yeri bu bahçe diyebilirim. Örneğin; çocuklarımızla birlikte büyüyen zeytin ağacımızın altı bizim en son oluşturduğumuz yer. Burada keyifli öğleden sonra okumaları veya akşam serinliğinde dost buluşmaları yapıyoruz,” diye bahsediyor.

“EVİMİZİ KENDİMİZ TASARLADIK”

Ev sahipleri, mevcut parselde bulunan evi yıkıp kendi istek ve ihtiyaçlarına göre yeniden yapmış. “Standart plan çok kullanışsız ve biraz demode idi. Giriş katta büyük bir banyo vardı, mutfak küçük ve kullanımı zordu. Merdivenin yönü evin genel akışı için kullanışsızdı. Bunların hepsini bertaraf edeceğimiz yeni bir planlama yaptık. Evi zaman içinde ihtiyaçlarımız doğrultusunda kendimiz tasarladık.

Duvarlarda niş gibi hareketten kaçındık. Geleneksel tarza uygun olarak kireç beyazı kullandık. Bodrum’un renkleri mavi ve yeşili bolca kullanmaya çalıştık. Ham keten ve işlenmemiş kumaşlarla da destekledik.

Köşedeki yeşil dolap Bodrum’daki bir antikacıdan. “O aslında bir güvercinlik, kuş evi diye geçiyor. Anadolu’da kullanılırmış. Biz dolaba çevirdik,” diyor Şekerci. Şezlong Mudo Concept’ten.

“BEYAZIN SAFLIĞI ÖNE ÇIKTI”

Beyazın saflığı en önemli element olarak öne çıktı. Hiçbir şeyi öncesinde uzun uzun planlayarak yapmadık. O nedenle bu evi ‘kendini akışa bırakmış bir ev’ diye tarif ediyorum. Tam olarak o günkü şartlarda ne yapabiliyorsak yaptık. Karşımıza ne çıktıysa onun üzerine gittik.

Köşe beyaz L-kanepe, orta sehpa ve tavan avize Ikea’dan. Üstündeki yastıklar Habitat ve Vintage Garden’dan satın alınmış. Dekoratif olarak kullanılan kepenk ise antika.

“HER ŞEY SPONTANE GELİŞTİ”

Bulduğumuz bir pencere kepengini beğenip güzel bir yeşil üzerine gittik. Üzerine güzel bir köy dolabı bulup onları aynı mekanda birleştirdik. Mutfağımız için güzel bir açık modül bulduk ve esprisini yitirmesin diye başka dolap kullanmayıp ortaya çıkmasını sağladık. Bunun gibi spontane biçimde gelişti her şey ve evin dekorasyonu yıllar içinde oturdu. Aslında her yaz geldiğimizde bir şeyler ilave ettik. Bahçeyi de zaman içinde kademelendirdik.

Beyaza boyalı hasır koltuk Vintage Garden’dan. Beyaz fenerler Habitat’tan alınmış.

ANTİKALARIN YERİ ÖNEMLİ

Bu evi hazırlarken, öncelikle konforlu olmasını, bize ve dostlarımıza keyifli anlara şahitlik etmesini istedik. Çocuklarımız bu evde yazları geçirerek büyüdüler,” diyen Şekerci, “Eşyalarımızın arasında sahibi olduğumuz Dada Kuzguncuk’tan gelen antikalar önemli yer tutuyor. Yeni parçaları ise evin kullanım sıklığını da gözeterek ağırlıklı olarak Ikea, Habitat, Vintage Garden Gümüşlük ve Mudo Concept’den temin ettik. Aydınlatmalar son derece yalın ve ihtiyaca cevap verecek şekilde sepet, kabak ve el yapımı kağıttan tasarlanmış parçalar. Tüm perdeler özel dikim ve ham ketenden. Zemin malzemesi terakota ve hiç halı ya da kilim kullanmadık,” diye ekliyor.

EVDE SANAT ESERLERİNE DE YER VERİLDİ

Yirmi yılı aşkın süredir genç ve çocuklarla çalışan ev sahibemiz Aslı Şekerci’nin çalışma alanlarından biri sanat ve yaratıcılık olduğu için evde bazı sanat eserlerine de yer verilmiş. “Bu evimizde sadece öğrencilerimin bana armağan ettiği çalışmalar var. Onlar geleceğin sanatçıları, doğrusunu söylemek gerekirse“ diyen Şekerci, “Bahçemizde asırlık zeytin ağacımız dışında begonviller, sabahları göz göze gelmeye bayıldığımız yediveren limonumuz ve evimizi aldığımızda armağan edilen iki mandalina ağacı ile bir yaseminimiz var.

Ben annemlerin bu sitedeki evine geldiğimde çocuktum. Biz burada büyüdük. Benim çocuklarım da aynı yerlerde koşarak büyüdü. Zeytin ağacımız hepsine şahitlik etti. Şimdi bu bahçede zeytinin altında onlar arkadaşlarıyla uzun masalarda yemekler yiyorlar. Bunun anlamı paha biçilemez” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Ev tekstilleri ve örtüler, ham kumaşlardan özel dikim yaptırılmış. Kepenk ve yeşil dolap antika olup Bodrum’dan satın alınmış.

HAZIRLAYAN: RANA KORGÜL
FOTOĞRAFLAR: BURAK TEOMAN
Evim Dergisi 2019

Antikalarla eklektik yaşam