Yolculuk yoksa evde yaşanıyor

Uzun yıllar gemi kaptanlığı yapan ve artık neredeyse profesyonel bir gezgin olan İrfan Yürüt’ün evi Bodrum-Kızılağaç’ta bir tepenin yamacında yer alıyor. Bahçesinde şu sıralarda muhteşem bir baharın hüküm sürdüğü evde dört mevsim yaşanıyor. Evdeki eşyalar ise gidilen ülkelerin haritasını çıkarıyor!
Bodrum’da Kızılağaç Köyü’nde iki kişinin bütün bir yıl çok rahat yaşayabileceği şekilde planlanan ev, 700 m2’lik bir arsa içinde yer alıyor. Bahçeden kayrak taşı merdivenlerle çıkılan evde salon, salona açılan mutfak, büyük bir yatak odası, çalışma odası ve banyo bulunuyor. Evin tüm duvarlarında blok Bodrum taşı da denilen blok kayrak taşı kullanılmış. Camekanlı bölüm ise yazın açılarak bahçeye dahil ediliyor, kış günlerinde ise kapatılarak oturma ve yemek alanı olarak kullanılıyor. Bir tepenin yamacında yer alan evin ufuk çizgisinde karşıdaki yemyeşil vadi görünüyor. Evin veranda olarak kullanılan bölümünde ise çok yaşlı bir yabani sakız ağacı bulunuyor. Zeminine  kayrak taşı döşenmiş verandanın üzerini adeta bir şemsiye gibi kapatan sakız ağacı sayesinde bu bölümde, Bodrum’un aylarca süren güneşli günlerinde, açık havada yemek yemenin keyfi sürülüyor. Akşamüstünden  başlayan davetlerde de yine bu mekân kullanılıyor. Taş evin arkasında ise misafirler için düşünülmüş, evden tamamen bağımsız bir oda ve banyo yer alıyor. Yine evin arkasından taş bir merdivenle çıkılan çatı terası ise manzarasıyla göz alıyor.
Ev sahibi İrfan Yürüt, Ankara doğumlu. İstanbul Yüksek Denizcilik Okulu’ndan mezun olduktan sonra 1985 yılına  dek bir İsviçre şirketi için uzak deniz seferleri yapmış, dünyanın çeşitli ülkelerinin liman şehirlerine gitmiş ve uzun  yıllar Lozan’da yaşamış. 1986’dan sonra kendi denizcilik şirketini yönetirken de İstanbul’da Cihangir-Büyükada- Polonezköy üçgeninde yaşamış. Daha sonra Bodrum’a yerleşmiş. Denizci olmaktan kaynaklanan hep hareket etme  ve yeni yerler görme isteği seyahat tutkusuna devam ettirmiş.
Muson mevsimi geçince Vietnam ve Filipin Adaları’na gitmeye hazırlanan ev sahibi seyahatlerinden getirdiği  eşyalarla yaşadığı bu evde sükunetin ve huzurun tadını çıkarıyor. Bir zamanlar duyduğu Tibet atasözünü ise hiç  aklından çıkarmıyor: “Hayatta sahiden bize ait tek şey nefesimiz.”

Solda: Çalışma odasının duvarları da blok kayrak taşından.Kütüphaneler, masa ve sandalye Çukurcuma’dan eskicilerinden seçilmiş.Don Kişot ve Sanço Panza heykeli Las Palmas Adası’ndan. Ahşap oyma pano Hint işi.

Sağda: Bahçeye çok miktarda göz alıcı sapsarı rengiyle büyüleyen Kaliforniya gelinciği ekilmiş. Kuzey Amerika kökenli çiçek ilkbahardan sonbahara kadar yaşayan turuncu, sarı, pembe veya kırmızı renkli çiçekler açıyor. Çayı uyku bozukluğunu gideriyor. Bahçede yer alan ve evin karşısındaki ormanlık alana bakan bank İstanbul Şehir Hatları’na ait olan bir vapurdan çıkma. Aliağa’dan satın alınmış.

Salonda duvarlar blok kayrak taşından. Zemine seramik döşenmiş. Kanepe ve koltuklar Bodrum’daki Ema Mobilya’ya yaptırılmış. Çivi kullanılmadan parçaların birbirine geçmesiyle yapılmış 60 yıllık masada çekmecelerin üzerinde sürgülü raflar bulunuyor. Lamba ev sahibinin eski patronu Niko Palavidis’in hediyesi. El yapımı ağaç heykeller-Angola’dan Senegal’e çeşitli Batı Afrika ülkelerinden alınmış. Nişlerdeki toprak heykeller Peru ve Bolivya’dan. Suluboya tablo Nepal’den alınmış. Tukan ve papağan Paraguay’dan, ilkel müzik aleti Kenya-Mombasa’dan hatıra. Ağaç aksamı Kızılağaç’ta yaptırılan orta sehpasının üzerine Portekiz’den getirilen seramikler yerleştirilmiş. Kuşlar Hırvatistan ve Türkiye’den seçilmiş. Renkli İngiliz vazolar İsviçre’den.

Yatak odasının duvarları blok Bodrum taşı veya blok kayrak taşından. Zemine seramik döşenmiş. Oymalı sandık Şanghay’dan satın alınmış. Kısmen gül ağacından yapıldığı için hâlâ kapağı açıldığında odaya gül kokusu yayılıyormuş! Tablolar Kamboçya ve Nepal’den. Şifonyer aile hatırası. Kırkyama yatak örtüsünü ev sahibinin kız kardeşi yapmış. Tonle Sap Gölü’nün yüzen evlerinin tasvir edildiği resim Kamboçya’dan satın alınmış.