Ev turu: Zıt stillerin muhteşem uyumu bu evin her detayında var

Hanzade Aksoy’un Cihangir’deki 84 metrekarelik evi, eklektik stili başarılı bir şekilde yansıtıyor. Modern ve klasik stiller, yaşam alanlarında muhteşem bir uyumla buluşuyor.

STİLLERİ HARMANLAYARAK KENDİ TARZINI OLUŞTURDU

Bu evin, stillerin iç içe geçmesiyle ortaya çıkan bir kimliği var! Bunu sağlayan da evin sahibesi Hanzade Aksoy. 2017 yılından beri yaşadığı bu evde stilleri harmanlayarak kendi tarzını yansıtmış:

“Dekorasyonda eklektik tarzı benimsiyorum. Tezatların birliğinden doğan stil diye de açıklayabiliriz. Bir başka deyişle, bu dekorasyon tarzında, evinizde farklı stillere ait mobilyaları, objeleri aynı anda kullanabilirsiniz. Mesela modern bir kanepenin yanına, klasik bir sepha yerleştirebilirsiniz. Ya da benim evimde yaptığım gibi, klasik bir abajurun bulunduğu ortamda ultra-modern Tom Dixon tasarımı bir aydınlatma kullanabilirsiniz. Eklektik tarzı uygulamak kolay gibi gözükse de, aslında pek öyle değil, çünkü sonucun başarılı olması için dengeyi korumanız şart. Aksi takdirde karmaşa hakim olur.”

Salonun oturma alanında kırmızı tekli koltuk hemen farkediliyor. Antrasit rengi modern bir kanepe ve metal konstrüksiyonlu kırmızı sandalye ise onu tamamlıyor. Kanepe Ikea, kırmızı sandalye Mozk İstanbul, orta sehpalar Horhor, kütüphane Can Ahşap Antika.

DOLAŞIRKEN BEĞENDİĞİ ŞEYLERİ NOT ALIYOR

Hanzade Hanım hafta sonları evinin civarında dolaşmayı çok seviyor. Cihangir, Çukurcuma, Tophane, Galata, Boğazkesen ve Serdar-ı Ekrem Caddesi…. Dolaşırken de beğendiği her şeyi bir nevi aklına yazıyor, fotoğraflarını çekiyor. Tüm bunları daha sonra kafasında birleştirip evinde uygun olduğunu düşündüğü yer için satın alıyor.

Duvarı ressam Pemra Aksoy’un “Anlar Koleksiyonu” isimli çalışması süslüyor. Antika yemek masası aileden kalma. Deri yemek masası sandalyeleri Tiftix’ten alınmış. Abajurlar antika, diğer aydınlatmalar ise Tom Dixon “Mirror Ball” ve “Beat” serisi.

Dekorasyonda aydınlatma onun için çok önemli. Bu nedenle ilk etapta, kanepe yerleşiminin ardından, salonda hangi aydınlatmalarını kullanacağını ve yerlerini belirlemiş. Abajur ve zemin aydınlatmalarını, daha loş bir ışık sağladığı için de tavan aydınlatmasına tercih etmiş. Salonun küçüklüğü nedeniyle yemek masasını yerleştirebilmek için biraz yaratıcılığını kullanması gerekmiş.

Aile yadigarı antika berjer, salonda odak noktası yaratıyor. Üzerinde asılı olan “Duvar” isimli tablo Pemra Aksoy’a ait.

Salonda en sevdiği öğe de, yemek alanına tamamlayan ve kapıdan içeri girdiğinizde sizi karşılayan masif ahşap ve demir kütüphanesi. Taşındığında, ev yakın zamanda renove edilmiş, ancak bakımsızmış. Bu nedenle zemindeki tüm karo taşları ve parkeler sildirilmiş. Mutfak tezgahı temizletilip bakımı yaptırılmış. Küçük tuvalet çamaşır odasına dönüştürülmüş.

Evin birçok köşesinde aileden kalma mobilya ve aksesuarlar yer alırken bazı parçalar antikacı ve 2. el ürün satan mağazalardan alınmış.

EVDEKİ TÜM DOLAPLARI TASARLAYIP YENİDEN YAPTIRDI

Handeze Hanım, biraz detaycı ve aşırı düzenli olduğundan evdeki tüm dolapların içlerini kendi ihtiyaçları doğrultusunda tasarlayıp marangozuna yeniden yaptırmış. Banyoda, duvara ek bir dolap ve aksesuarlar için raf alınmış. Apartmanın arka bahçesine bakan kapalı balkon, Hanzade Hanım için, evin en huzurlu köşesi. Balkonu ile ilgili düşüncelerini şöyle aktarıyor:

“Buraya yerleştirdiğim kırmızı berjer ve ayak uzatma taburesiyle rahatlığı ön plana çıkardım. Evin genel kırmızı konsepti burada da devam ediyor. Ancak aksesuarlarda renkli camlara uygun mavi, yeşil ve sarı tonlarına da yer verdim. Çiçekleri ve bitkileri çok seviyorum. Burası evin en aydınlık ve güneş alan yeri olduğu için en çok bitkiyi burada sergileyebiliyorum. Çok amaçlı kullandığım bu oda yeri geldiğinde, şarabımı yudumladığım keyif köşesinden, çalışma odasına veya kahvemi yudumladığım kitap köşesine dönüşebiliyor.”

Hanzade Hanım, bu keyifli mekanda ağırlıklı olarak aileden kalma antika eşyaları kullanmayı tercih etmiş.

Koridorda yer alan duvar aydınlatması Hamm, sehpa olarak kullanılan komodin ise Mudo Concept’ten.

Hanzade Hanım evini dekore ederken duvarlarda kullandığı tabloları özenle seçmiş. “Resimleri seçerken ne anlattığına odaklanıyorum ve daha çok ruh halimi yansıtan işleri evimde görmeyi seviyorum” diyor. Duvarlarda ayrıca aile resimleri, seyahatlerden alınan özgün resimler ve objeler yer alıyor. Koridorda yer alan tahta çalışma ise ev sahibinin en sevdiği film ve dizileri bir araya getirdiği bir koleksiyon.

“Salonda hakim olan kırmızı konseptini mutfakta da devam ettirdim.”

Misafir odasındaki çekmeceli antika şifoniyer Beymen Home’dan satın alınmış. Bavul ve sandık komodin aile yadigarı. İkisi de antika. Giyinme odasında yer alan tüm dolaplar ise bu alana uygun olarak Ikea’dan alınmış.

Ev sahibinin en sevdiği parça, yatak odasında makyaj masasına dönüşen, anneannesinden yadigar Singer dikiş makinası. Ona çocukken anneanne ve dedesinin evinde geçirdiği pazar günlerini anımsatıyormuş.

Yatak odasında Feng Shui ilkeleri temel alınmış. Öncelikle kırık beyaz, kahverengi başta olmak üzere doğal renk tonları tercih edilmiş. Yatak Presotto, komodin ve aydınlatmalar Hamm, lambader Mudo Concept

Banyoda çok fazla değişiklik yapılmamış, sadece ektra dolap ve raflar eklenmiş. Bu alanda turuncu renk hakim.

17. yüzyıldan kalma çiftlik evinin şimdiki hali harika!