Yeşili kucaklayan sakin bir hayat

İstanbul Kurtköy’de şehrin hareketli temposundan uzakta, dingin ve yavaş akan bir hayatı kucaklayan bu ev, yeşile duyarlı ve samimi bir atmosferi soluyor.

Havaların da ısınmaya başladığı andan itibaren kahvaltı ve yemekler bahçede yenildiğinden, içerideki masa yerine bunu kullanmaya başlıyorlarmış.

Yaklaşık olarak 800 metrekarelik bir bahçe içinde olan bu dubleks ev dışarıdan bakıldığında ne kadar büyük görünse de içinde küçücük detaylarla bezeli bir dünyaya sahne oluyor.  Ozan-Hilal Baltacı çifti bu eve yaklaşık olarak iki buçuk sene önce taşınmış. Çift yoğun bir iş hayatı içinde olduğundan ve şehrin merkezinde çalıştıkları için biraz doğayla iç içe olmak istemiş. Bu sebeple şehir dışına taşınarak bu evi satın almaya karar vermişler. Bu kararda elbette küçük kızlarının da etkisi büyük olmuş. Henüz yedi yaşında olan kızları Defne’yi doğaşya iç içe yetiştirmek istemişler. Aynı zamanda küçük bir sebze bahçesi de oluşturup buradaki evin ihtiyaçlarının bir kısmını organik olarak da karşılıyorlar. Tabii bu bahçe son derece amatör bir merakla başlamış ve zamanla küçük bir hobi bahçesine dönüşmüş. Ev sahibesi özel sektörde pazarlama ve iş geliştirme müdürü olarak çalışıyor, Ozan Bey bilgisayar mühendisi. Kızları Defne ise henüz birinci sınıf öğrencisi ve hayatının en önemli parçalarından biri tenis. 4 yaşından beri tenise devam eden Defne’nin tenis konusunda çok büyük bir şampiyonluğu da bulunuyor.

Çift evin ikinci sahibi. Eve taşındıklarında hiçbir ilave uygulama/ tadilat ihtiyacı yokmuş. Önceki evlerinde yer alan eşyaları elden çıkarıp buraya özel eşyalar almışlar.  Ev depreme dayanıklı inşaat teknikleri ile inşa edilmiş. Çift beton duvar sistemi var. Bahçeli oluşu ve taş görünümlü dış yüzey çifti etkileyen unsurlar olmuş. Kışın sıcak ve yazın serin olma özelliği ile de çok kullanışlı olduğunu söylüyorlar.

Salonda doğal ahşap objeler, dingin huzur veren renkler ve eşyalar arasında gözü yormayan bir geçiş var. Canlı renkler sadece ufak aksesuarlarda tercih edilmiş çünkü aksi bir durumun çok yorucu olduğunu düşünüyorlar. Şömine ve TV arkasındaki duvara tuğla kaplama yaptırarak daha sıcak bir görünüm elde edilmiş. Koltuklar hariç tüm ahşap mobilyalar ya doğal ahşap ya da eskitme.

Yemek bölümündeki meşhur Gaia mozaiğini Gaziantepli bir mozaik ustasına orijinali ile birebir ölçülerde yaptırarak oradan getirtmişler. Evdeki belki de en orijinal parça bu mozaik.

Mutfakta vintage bir hava hakim. Canlı ve eğlenceli renkler, mutfağa dinamik ve hareketli bir hava katıyor. Bu evin en güzel taraflarından biri doğal raf görevi üstlenen pencerelerin önündeki girintiler.

Vintage tarz büfe ve terek, mutfağın bizce en güzel köşesi. Üzerinde eski-yeni emaye ve porselen demlikler, bit pazarından alınan tabaklar sergileniyor. Seyahatlerden toplanan magnetler de mutfakta yer alıyor.

Köşedeki merdiven bir boyacıdan alınmış. İlk alındığında ham ahşap renkteymiş. Ev sahibesi kızıyla birlikte beyaza boyayıp basamak aralarına plaka sabitleyerek rafa dönüştürmüş. Minik bulut yastığı ve ikili kuş yastıkları cama asmayı tercih etmişler.

Yatak odası evin en ışıklı bölümü. Burayı bilhassa en aydınlık şekilde dekore etmişler; çünkü çift güne bol ışık ve yüksek enerji ile başlamanın önemli olduğunu düşünüyor. Hilal Hanım burada kağıt çalışmalarını da sergiliyor.

Defne’nin odası tıpkı bir çocuğun ruhu gibi rengarenk. Bu odada yer alan tüm kağıt detaylar tamamen ev sahibi ile kızının imzasını taşıyor. Her birini tek tek elle ve birlikte yapmışlar. Tenis madalyaları ise yatağının baş köşesinde. Yatak ve elbise dolabını sipariş üzerine yaptırmışlar. Çalışma masası ve oyuncak rafı Ikea’dan.

HAZIRLAYAN İLKE YILMAZ FOTOĞRAFLAR İBRAHİM ÖZBUNAR