Sanatçı kişiliklerin yansıdığı ve bol renkli detayları ağırlayan yaşam alanları başka türlü bir enerjiyle sahiplerini selamlıyor. İlham veren bir Portekiz evindeyiz…
Kuzey Portekiz’de kocaman camları ve modern betonarme mimarisi ile bol renkli bir eve konuk oluyoruz bu ay. Karı-koca sanatçı kişiliklerin yansıdığı bu ev tüm yıl gün ışığına ev sahipliği yaptığı gibi içindeki gökkuşağı renkleriyle sahiplerinin sesi olmuş. Karşı konulması zor manzarası ile şehirdışında sakin bir hayatın kapılarını aralayan bu ev Alice Harikalar Diyarında’yı masalsı dekorasyonu ile gerçeğe dönüştürüyor.
~Graça, eşi Fransisco, 14 yaşındaki oğulları Sebastio ve 6 yaşındaki oğulları Antonio’ya ev sahipliği yapan bu mekan Portekiz’in kuzey bölgesinde yer alıyor. Bol miktarda yaratıcı fikrin ve renklerin yer aldığı mekan hem çok kendine özgü, hem de tam bir ilham kaynağı. Karı-koca evden çalıştıkları için çalışma saatleri konusunda son derece esnek davranabiliyorlar. Graça, çalışırken en iyi sonuçları her zaman yaşamı biraz da oyun gibi algıladığında elde ettiğini ifade ediyor. İlham için sık sık kitap okuduğunu, iyi bir esin kaynağı oldukları için de sık sık çocuklarla vakit geçirdiğini belirtiyor. Bu sebeple yaşadıkları kasabadaki çocuklara zaman zaman sanat dersleri verdiğini de ekliyor. Antonio ve Sebastian’ın da kendilerini ifade edebilmeleri için sıradışı ortamlar yaratmaya çalışıyormuş Graça.
“Çekim yasasında inandığım tek bir şey varsa o da şu: Eğer iyi düşünürseniz iyi şeyler olur. Kurallar sadece yaratıcılığın önünü tıkar. Bu sebeple benim için kurallar mutlaka yıkılmak için vardır!”
Graça ve eşi Fransisco evde önemsiz görünen pek çok detayı dekorasyonun bir parçası haline getirmeyi başarıyorlar. Örneğin çocukların oyuncakları! Onlar için oyuncaklar çok renkli ve ilgi çekici aksesurlar!
~Graça, eşi Sebastian ile Güzel Sanatlar Fakültesi’ne giderken tanışmış. Birbirlerine ilk görüşte aşık olmuşlar. Özgür ruhlu ve cesur bu çift hayata karşı aynı fikirleri paylaşıyormuş. Çok vakit kaybetmeden 18 yaşında evlenmişler. Graça’nın annesi duyduğunda deliye dönmüş. Graça yıktığı ilk kuralın bu olduğunu, bundan sonra arkasının da zaten çorap söküğü gibi geldiğini belirtiyor. Yaşadıkları ev de tam olarak bu ruhu yansıtıyor. Kitapta yazan kuralları hiçe saydığınızda ortaya neler çıktığını rahatlıkla deneyimleyebilirsiniz bu evde.
Graça’nın geometrik desenlere olan tutkusu tartışmasız sofrada da yerini alıyor. Stilize, geometrik form ve desenler İskandinav stilinin ustaca uygulanışına şık bir örnek teşkil ediyor.
Her şey bir sanat eseri olabilir…
Mesela yemek yaptığımız kap kacaklar… Gruplanarak duvarda sergilendiklerinde basit bakır tencereler, saç tavalar bile bir sanat eserine dönüşebiliyor. Mutfak eşyalarını sergilemenin yaratıcı hallerini Graça’dan aşırmak serbest!
~
“Kasaba sakinleri için biraz kaçık bir imaj çizdiğim doğru, çünkü burası küçük bir yerleşim yeri. Ancak hiçbir zaman kurallarla yaşamadığım için burada da bu kasabanın kurallarını kendim için baştan yazıyorum
~
Graça’nın çamaşır odası bile adeta bir sanat atölyesi havasında. Renkler ve çarpıcı baskıları olan tekstiller buraya sıradışı bir hava katıyor.
~
“Sanatsal detaylar bir eve karakterini verir. Biraz taze ve geleneği bozan bakış açısıyla bir mekanı baştan yaratabilirsiniz.”
Graça banyoda da duvarlara çarpıcı bir boya uygulaması yapmış. Evin diğer alanlarında gördüğümüz boya uygulaması banyoda sıradışı bir görünüm yaratıyor. Güneşin rengi küvete de rengini veriyor…
Eski ile yeninin birlikteliği
Graça eski mobilyaları atmaktan hoşlanmadığı için eski ile yeniyi kombinlemeyi tercih ediyor. Şehirli olan ile doğal olanı bir arada kullanmayı çok seviyor. Kuzey Portekiz’de çoğu ev oldukça küçük ve karanlık ancak Graça büyük ve aydınlık bir ev tercih etmiş. Hatta o kadar ki, duvarların bile nefes alması gerekiyor ona göre. Bu sebeple duvarlar sıva halde bırakılmış.