Bodrum Bitez’de

Bodrum Bitez’de 70 yıllık taş evdeyiz: Nostalji yüklü yaşam alanları

Bodrum Bitez’de köy içinde 70 yıllık bir taş evdeyiz. Kapıdan içeriye girdiğimizde geniş bir bahçe, begonviller ve Nevra Hanım karşılıyor bizi. Aslen buralı olmasa da 1973’de evlenip yerleştiği Bodrum onun için vazgeçilmez olmuş.

SALON Burada ev sahibesinin yıllar içinde biriktirdiği eşyalar yer alıyor. Hepsinin dostlarla bir anısı var. Duvarlardaki tablolar ise arkadaşlarının hediyesi ya da sergilerden alınmış.

Bodrum Bitez’deki 70 yıllık taş ev, son 4 yıldır Nevra Özbatur ve onun sevgi dolu anılarına ev sahipliği yapıyor.

BODRUM 9 YIL İÇİNDE HASRET OLDU

Nevra Hanım Bodrum’a geldiğinde eşiyle birlikte kasabanın ilk meyhanelerinden biri olan No 7’yi açmış ve uzun yıllar mekanı işletmişler. Eşini kaybedince bir süre daha kızkardeşiyle birlikte devam etmiş, ancak sonunda mekanı kapatıp Göcek’e yerleşmiş. Bodrum içinde hep bir hasret olmuş ve 9 sene sonra çok sevdiği bu kasabaya geri dönmüş. Dört yıldır oturduğu bu evi görüp beğenmiş, bir süre kiracıların çıkmasını bekledikten sonra da yaşamaya başlamış.

BİTEZ’İN ESKİDEN KALMA NADİR TAŞ EVLERİNDEN BİRİ

Köyün ara sokaklarında yer alan ev Bitez’in sakinliğini en güzel biçimde sunuyor. Bitez’in eskiden kalma nadir taş evlerinden biri de aynı zamanda. Verandadan içeriye adım attığımızda girişe bir yemek alanı ve piyano çarpıyor gözümüze. Nevra Hanım’ın ailesinden kalma bu piyano aynı zamanda onun çeyizi. Evlenirken piyanosunu da yanında Bodrum’a getirmiş ve No 7’nin baş köşesine yerleştirmiş onu. Ferdi Özbeğen, Onno Tunç ve Melih Kibar bu piyanonun tuşlarına dokunan isimlerden sadece birkaçı. No 7 kapanınca piyano da Nevra Hanım’ın evine transfer olmuş.

Piyano Nevra Hanım’ın ailesinden yadigar. Uzun yıllar No 7’de durmuş şimdi ise evin başköşesine yerleşmiş!

MUTFAK VE BANYO YENİLENDİ

Taşındıkları zaman evin içinde birtakım tadilatlar da yapmış. Banyo ve mutfağı yenilemiş. Seramik sevmediği için duvarları kireçe boyatmış: “Evimi dolu dolu seviyorum, nostalji dolu, dostlarımın tablolarının asılı oldu, hissettiğim ve sevgiyle yaşadığım yer benim için ev” diyor.

Mutfak alana göre sonradan yaptırılmış. Kapaklarda yine ahşap tercih edilmiş. Bulaşık makinesinin kapağındaki resim ise Ekin Nayır tarafından yapılmış.
Banyodaki ayna en az 100 yıllık. Kireç duvarlarda çerçevelenmiş kartpostallar göze çarpıyor. Bu kartpostallar Mehmet Sönmez ve Birol Kutadgu’nun çizimleri.

MASİF VE AHŞAP DOKU ÖN PLANDA

Evde ağırlıklı olarak masif ve ahşap doku ön plana çıkıyor: “Ahşabın sıcaklığı bana yetiyor. Koyu ve masif ahşap, hepsini çok seviyorum, o yüzden eşyalarda beyazı tercih etmiyorum.”

Nevra Hanım evini kendi dekore etmiş: “Evimi aklıma geldiği gibi elimdeki malzemeyle döşedim. Kimseden yardım almadım, böyle bir şey de istemem. Kendi kendime bir şeyler yapmayı hep sevdim, evimi dekore ederken de bunu yaptım.”

“Salonda benim için en önemli olan şey ocak. Hep ona bakarak hareket etmek istedim. Buradaki oturma düzenini de ona göre ayarladım.”

YATAK ODASINDA RAHATLIK ÖN PLANDA

Evde rahatlık ön planda. Özellikle de yatak odasında. Nevra Hanım bu odayı rahat ettiği eşyalarla döşemiş. Cibinlikli bir yatak, eski bir sandık, duvarda tablolar ve büyük bir ayna… Evin genelinde dostlarla anıların paylaşıldığı eşyalar ağırlıklı. Bunlardan biri de çok sevdiği dostlarından olan Fikret Tan’ın hediyesi olan sandık. Bu sandık tam 35 yıldır Nevra Hanım ile birlikte.

“Dostlarımdan, arkadaşlarımdan hatıra olan tablolar benim için çok kıymetli. Onları taşındığım her yere götürdüm. Bunlardan biri de yatak odamdaki tablo. Bodrumlu ressam Volkan Coşkun’a ait.”

Perili ev! İzmir’de bir köydeki taş evi gezdik