Ev Turu: Eski İstanbul’un izleri bu evde

İstanbul’un eski dokusunu günümüze taşıyan evde, vintage ve modern öğeler harmanlanarak kendilerine yer bulmuş.

Beşiktaş’ın ara sokaklarından birindeyiz. Bitişik nizam dizilmiş İstanbul’un eski evlerinin sıralandığı bir sokak. Sokağın ortalarında ahşap bir kapıdan içeri giriyoruz. Bu ev 2013 yılından beri Sıla-Özgür Onat çiftini ağırlıyor. Çift gökdelenlerin hızla yükseldiği İstanbul’da eski bir yapıya hayat vermekten ve onu korumaktan büyük mutluluk duyuyor:

“Çoğu insan eskiden bunu bakım maliyetleri ve metrekare/ kar açısından yatırıma değer bulmayabiliyordu ancak bizim gibi düşünen ve eski yapılara sahip çıkan insanların da sayısı her geçen gün artıyor. Bu da eski İstanbul evlerinin hak ettiği değere yeniden kavuşmasını sağlıyor. Uzunca bir zaman bekledikten sonra hem lokasyon hem de mimari tarzı olarak bize en uygun gelen bu evi bulduk ve taşındık.” Yaklaşık 210 metrekare olan ev 3.5 kattan oluşuyor. Bu katlarda salon, 4 oda, 2 cumba, banyo ve hamam bulunuyor. Evin arka tarafında bir de minik bahçesi var.

Salonda bir cephenin eski taş tuğlaları ortaya çıkarılarak nostaljik bir görünüm elde edilmiş. Minimal bir görünüm sağlamak için az sayıda mobilya kullanılmış. Böylece resim, heykel ve aksesuarlar ön plana çıkarılmış.

Ev, Onat çifti taşınmadan önce oldukça bakımsız ve harap bir haldeymiş. “Evin yapısal olarak orijinalliği hiç bozulmadı ancak yenilenmeye ihtiyaç duyan her alanı yenilendi, bakımı ve onarımı yapıldı, tüm tesisatları elden geçti ve modernize edildi. Ahşap tavanlardan tutun 200 küsur yıllık orijinal ateş tuğlalarına kadar her şey muhafaza edilerek bakımı yapıldı ve kullanılabilir hale getirildi” diyor Sıla Hanım.

Sıla ve Özgür Onat dekorasyonda ortak bir zevke sahip: “Eşim de ben de vintage öğeleri modern olanlarla harmanlamayı seviyoruz. Bunun dışında ev eski bir Osmanlı evi olduğu için tarzına uygun vintage ve antika mobilya ile aksesuarlar kullanmayı tercih ettik. Evde çok fazla eşya kalabalıklığını sevmiyoruz bu sebeple minimal sayıda mobilya kullandık ancak her ikimiz de resim, heykel ve antika objelere meraklı olduğumuz için dekorasyonumuzda bu tarz öğelere daha çok yer verdik.”

Evin zemin, duvar ve tavanlarında beyaz renk özellikle tercih edilmiş. Bu hem eve daha geniş ve ferah bir görünüm kazandırmış hem de evde kullanılan mobilya ve aksesuarların daha ön plana çıkmasını sağlamış.

Bu alanda renkli vitraylar dikkat çekiyor. Giriş zemininde evin orijinalinde de olan Rum karosu kullanılmış.

Genç çift evlerini dekore ederken kimseden yardım almamış. Tüm detaylar ikisinin ortak zevklerinin sonucu ortaya çıkmış. Eve taşınmadan önce en ince detayına kadar tasarladıkları için, şu anda hiçbir şeyi değiştirmeyi ya da yeni bir şey eklemeyi düşünmüyorlar.

Sıla Hanım evlerini dekore ederken her metrekareyi değerlendirdiklerini anlatıyor: “Atıl ya da eşyaların bir köşeye atılıp kapısının bile açılmadığı bir metrekare alanımız bile yok. Eşyalarımızı seçerken de buna çok dikkat ediyoruz. Sadece almış olmak için aldığımız hiçbir eşyamız olmadı. Ya da burası da misafir için deyip kapısını açmadığımız bir alanımız yok. Her metrekaresini ihtiyaçlarımız doğrultusunda tasarladık ve kullanıyoruz.”

Hamamın yer aldığı alanın önüne bir dresuar ve ayna yerleştirilmiş. Bu katta ayrıca bir piyano odası bulunuyor.

Ev sahipleri evdeki boş alanları da değerlendirmişler. Eğimli çatı boşluğu yatak odasına dahil edilmiş, merdiven boşluğu hamama dönüştürülmüş.

Dolapların tasarımı Sıla Hanım’a ait ve hepsi marangoza yaptırılmış. Vintage tarzda beyaz eşyalar tercih edilmiş. Zeminde yine Rum karoları kullanılmış.
Çatı arası olan boşluk iyi bir ısı yalıtımı ile yatak odasının tavan yüksekliğine katılmış. Odadaki dolapları Sıla Hanım tasarlamış ve marangoza yaptırmış. Yatak ise Ikea’dan.
Alt katta yer alan ve hiç kullanılmayan yüksek tavanlı merdiven boşluğu artık bir hamam. Peştemaller Sıla Hanım’ın tasarımı.

Ev turu: 174 metrekarelik dubleks, beyaz bir evdeyiz