Ev turu: 4 kişilik ailenin Sarıyer’deki modern sığınağı

Sarıyer’de derin bir vadiye doğru bakan bu ev, konumu itibariyle çok etkileyici. Bir taraftan Boğaz’ın yeşil tepelerine, bir taraftan da Karadeniz çıkışının derin maviliğine doğru eşsiz bir manzaraya ev sahipliği yapıyor.

Yaklaşık 8 villadan oluşan sitenin tamamı üç katlı evlerden oluşuyor. Ortak alanda ise herkesin kullanımına açık büyükçe bir havuz ve geniş çim alanlar yer alıyor. Evlerin verandaları da bu yeşil alana açılıyor. Oturma odası hatta yatak odasından bir adımla bahçeye ya da verandaya çıkmak mümkün.

Küçük ve bol yeşili olan sitede sahiplerinin renkli dünyasını yansıtan bir evdeyiz. İstanbul Boğazı’nın Karadeniz çıkışını seyre dalan bir ev burası… Evin duvarları mekanların daha aydınlık olması için komple beyaza boyanmış. Bir tek kitaplığın ve TV ünitesinin olduğu alan burayı vurgulamak ve biraz da odak noktası kılmak için griye boyanmış.

Salondaki geniş, konforlu L kanepe ev sahibinin çok sevdiği bir modelden esinlenilerek yeniden yaptırılmış. Döşemelik kumaşlar Persan ve Epengle’den, perdeler Brillant Home’dan seçilmiş. Boydan boya uzanan TV ünitesini ev sahibi kendisi tasarlamış. Ustasına yaptırmışlar. Aslında evdeki pek çok mobilya hazır alınmamış. Sipariş üzerine yaptırılmış. Böylece evin ölçülerine ve mimarisine uygun tasarımlar ortaya çıkmış.

2 KATTA KONUK ODALARI VAR

Evde sık sık misafir ağırlandığı için alt katta ve en üst katta birer konuk odası planlanmış. En alt kat genişçe bir salonun ve ufak bir mutfağın olduğu, havuza doğrudan cephesi olan bir kat. Özellikle burası yazın neredeyse ailenin bütün zamanını geçirdiği alan. Hem barbekü hem de havuz başı davetleri için çiftin evi uğrak bir adres oluyormuş.

Yemek masası ham meşe ağacından. Konsol ve sehpalar da olduğu gibi başka bir işlem yapılmadan ham olarak bırakılmış. Sandalyelerin metal olan ayakları sonradan değiştirilerek ahşap yapılmış.

Çiftin kendilerine ait bir aile şirketleri bulunuyor. Aslında yoğun çalıştıklarını ancak evde çocuklarla vakit geçirmek için her fırsatta vakit yaratmaktan geri durmadıklarını belirtiyorlar. Tüm bu tempoya rağmen haftada en az 2-3 kez misafir ağırladıklarını söylüyorlar.

Salonun zemini doğal ahşap parke ile kaplıymış. Ama durumu çok kötü olduğu için komple silinip sistre yapılmış ve üzerine mat vernik sürülmüş.

Evin sahibi, yakın çevresi tarafından gurme olarak biliniyormuş. Ev sahibesi bu açıdan çok şanslı olduğunu anlatıyor. Eşi sayesinde neredeyse hiç yemek yapmadığını, kalabalık misafirleri bu şekilde çok rahat ağırlayabildiğinden bahsediyor. Çoğunlukla havuz başında aperatiflerle başlayan gün, sonrasında bahçede müzikli akşam yemeği formatına dönüşüyormuş.

Verandada yer alan geniş yemek masası hem sabah kahvaltıları hem de akşam yemeklerinin odak noktası. Burada sık sık konuklarını da ağırlıyorlar. Yemek masası ve sandalyelerini Sette Home&Garden’dan almışlar.

Ev sahipleri aslında belli bir stil  tercihleri olmadığını ancak daha modern, işlevsel bir yaşam alanı tercih ettiklerini belirtiyorlar. Klasik stil ise her zaman kaçındıkları bir tarz olmuş. Yalın çizgiler, doğal malzemeler, yer yer renkli köşeler evin karakteristik görünümünü oluşturuyor.

KONUK ODASI

Aslında burası bir konuk odası. Genişçe yatak olabilen bir kanepe ve bir giysi dolabı bulunuyor. Ancak zaman zaman çocuklar tarafından bir oyun odası olarak da kullanılabiliyormuş. Griye boyanan duvar beyaz raflarla hareketlendirilmiş.

Üst katta bir salon, misafir yatak odası, mutfak ve banyo var. Banyo oldukça küçük olduğundan vitrifiye, ayna ve mobilyalar alanın ölçüleri düşünülerek seçilmiş.
Mutfağın şekli hiç değiştirilmemiş. L çizen kullanışlı mutfakta beyaz hakim. Yemek masasının olduğu köşe ise oldukça renkli. Tadilat öncesi bu mutfak olduğu gibi kahverengiymiş. Bütün dolaplar sökülüp beyaza boyanmış.

AŞK KÖŞESİ

Ev sahibinin küçük bir mobilya atölyesi bulunuyor. Mobilya, sehpa, raf sistemlerini bu atölyede yapabildiğini söylüyor. Holde yer alan açık raflı sistem de kendi imzasını taşıyor. Buranın ismini “aşk” köşesi koymuşlar.

PEMBE ODA

Küçük kızın odasına pembe-beyaz hakim. Annenin en sevdiği parçalar ise Zeyno’nun bebekliğinden kalma pabuçları. Bunları raflarda aksesuar gibi sergilediğinden bahsediyor bize.

“Hobilerim çok fazla. Adeta bir tasarım delisiyim. Harley Davidson bir motosikletim var. Onun bile son halini kendim verdikten sonra evimizdeki çoğu mobilyanın benim imzamı taşıyor olmasına şaşmamalı!”
Yatak odası geniş ve çok kullanışlı. Boydan boya gömme dolap, her şeyi kapaklar altına gizliyor. Bu da ferahlık hissini pekiştiriyor. Yatak odasında küçük bir spor alanı da mevcut. İki berjerden oluşan dinlenme alanında müzik sistemi de bulunuyor.

MAVİ ODA

Yiğit’in odasına mavi hakim. Raflarda en sevdiği koleksiyonlarını sergiliyor. Çalışma masası özel olarak tasarlanmış. Renkli raflar duvara hoş bir hareket katıyor.

Sarıyer’de öncesi ve sonrası görüntülerle yeniliklere açık gökkuşağı ev