10 soruda en sevdiği köşede: Sahrap Soysal

Sahrap Soysal’ın doktor eşi ve üç oğluyla birlikte yaşadığı Sarıyer’deki müstakil evlerine konuk olduk

1. Kanal D’de yemek programı, Hürriyet Gazetesi Kelebek ekinde köşe yazısı, yemek kitapları. Bunların dışında başka neler yapıyorsunuz?
100-150 yemekten oluşan bir menü kitabı hazırlığı içindeyim ve ikizlerim üniversiteye hazırlanıyor, dolayısıyla ancak önümüzdeki seneye yetiştirebileceğim. ‘Sahrap Pera’ adında bir restoran açtık, geleneksel mutfağımızın İstanbul tarzında yorumlanmış hali diyebiliriz. Bir de şu anda Eskişehir Belediyesi için yemek kitabı hazırlıyorum.

2. ODTÜ kimya mezunusunuz, bu yemek aşkı nasıl gelişti?
Aslında yemek de bir kimya, mutfak benim için sürekli ölçüp tarttığım bir laboratuvar. Gramları, litreleri okulda yaptığım karışımlarla öğrendim, mutfakta tek fark lezzeti yakalamaya çalışıyorsunuz. Elimin lezzetli olduğunu söylerler. Lezzeti yakalayıp yemeği doğru pişiriyorsanız iyi bir yemekçi oluyorsunuz.

3. Keyveni kadın sözcüğünü çok kullanıyorsunuz, nedir bu keyveni kadın?
Anadolu’da çok iyi yemek yapan kadınlara derler. Anadolu’nun bir adeti vardır; bir düğün, bir nişan, bir sünnet düğünü yapılacağı zaman mahalledeki keyveni kadınlar bir araya gelir ve bir menü oluşturur, sonra yemek yapmaya başlarlar. Bu kadınlar yemekleri kazanlarla ölçüsüz olarak pişirirler. Ben de mesela 20 kilo pilavı ölçüsüz pişirebilirim. Açıkçası kendimi o keyveni kadınlardan biri olarak görüyorum.

4. Yemeğe çok misafiriniz gelir mi?
Çağırmama bile gerek yok, arar, kapından geçiyorum yemekte ne var der ve gelir, misafir ağırlamayı çok seviyorum. Birinin evine yemeğe gittiğimde de hiç eleştirmem, önemli olan lezzet, tatlı dil ve güler yüzdür. İnsanları tatlı dille karşılayıp tatlı dille uğurluyorsanız ne yenildiğinin önemi yok.

5. Hayallerinizdeki evde mi yaşıyorsunuz?
Hep bahçeli bir evim olsun isterdim ama şehirden uzak bir yer istemedim. Bir hayalim de evimde büyük bir mutfak olsun orada fotoğraflar çekelim, çekimler yapalım. 2 mutfak dışında çekimlerde kullandığımız bir büyük stüdyo mutfağım var. Yıllarca çalışıp bu evi aldık, taksitlerini ödedik, hala da çalışıyoruz, 16 senedir bu evdeyiz ve evet hayallerimdeki evdeyim.

6. Evde stüdyo mutfak fikri nasıl oluştu?
Martha Stewart’ın programını izledim, evinden çıkıyor stüdyoya giriyor, bir arkadaşım dedi ki Rachael Ray’in de evi ve stüdyosu iç içe, bu bana ilham verdi, çok da memnunum.

7. Evinizin sıcak bir havası var, dekorasyon size mi ait?
Mimar eli değmedi. Eşim tavana küçük kutular şeklinde delikler açıp içlerine spotlar yerleştirdi. Herkesin rahat edeceği bir ev olsun istedim. Evi kendime saklamak istemem, ev yaşayan ev olmalı, evi temizleyip kapılarını kapatan tanıdıklarım var, böyle bir şey olmaz bizde.

8. Çok sık ev alışverişi yapar mısınız?
Sadece otantik parçalar görürsem alırım. Mesela Kıbrıs’ta lefkara dedikleri bir işleme vardır, çok beğenirim, Kıbrıs’a gittiğimde lefkara işi aldım. Evdeki çoğu aksesuar hediyedir. Eski çok severim. Annemden aldığım çay takımları, kayınvalidemden aldığım bakırlar… Bizde adettir evlenince anneler çeyiz olarak çeşm-i bülbül verir. Modern objelerle çok aram yoktur.

9. Biraz keyif yapayım, dediniz, ne yaparsınız?
Köşeme otururum, yumuşak yastığımı arkama alırım, çayımı da alırım bir şeyler okurum ya da biraz televizyon izlerim.

10. Duvarlarınızda çok güzel resimler var…
Tabloların çoğu orijinal, bir arkadaşımın galerisinden aldığım Süleyman Saim Tekcan tablosu çok kıymetlidir, Mustafa Ayaz resimlerini çok severim, Orhan Taylan tablosu vardır. Bunların dışında annemin ve yengemin yaptığı resimler vardır, bizim ailede bir sanata yatkınlık durumu var.

HAZIRLAYAN FUNDA MAVİŞ FOTOĞRAFLAR BANU ŞAHİN